Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeler ve küreselleşmenin yol açtığı ekonomik ve siyasal değişim süreci, tüm ülkeleri olduğu gibi stratejik bir konuma ev sahipliği yapan ülkemizi de derinden etkilemiştir. Ayrıca, yönetimsel yenilikler ve teknolojik gelişmeler de bu değişime ayak uydurmayı ve değişimi yönetebilme becerisi edinmeyi zorunlu hale getirmektedir.. Bu unsurlar, aynı zamanda rekabet gücünün ve rekabet edebilirliğin de önemli bir parçası olmuştur. Bütün bunlar, hemen her sektördeki gelişme ve rekabet gücünün artırılabilmesi için nitelikli iş gücüne olan ihtiyacı, her zamankinden daha fazla hissettirmektedir.
İş adamlarımız, mesleki bilgi ve becerisi yüksek, teorik ve pratik düzeyde rekabetçi, mesleğindeki teknik ve teknolojik gelişmeleri takip eden, öğrendiklerini uygulayabilen ve çalıştığı işletmeye hem rekabet gücü hem de değer katabilen nitelikli iş gücü talep etmektedir. Buna karşılık, çalışanların çoğu alaylı, usta-çırak ilişkisiyle yetişmiş kişilerdir. Ayrıca, eğitim sonunda verilen diploma ve belgeler, kişinin sahip olduğu mesleki yeterlilikleri güvenilir biçimde yansıtmak yerine sadece o eğitimi aldıklarını göstermektedir. Bu yüzden işletmeler işe alımlarda diploma/belgeden ziyade, tavsiye ve deneme süresi ile sorunu çözme yoluna gitmektedirler. Bu tür deneme-yanılma yöntemi, işletmeler için ciddi bir kaynak israfı ve iş/hizmet kalitesini düşüren olumsuz bir durum oluşturmaktadır.
Gelişmiş ülkelerde mesleki eğitimi olmayan ve bu konudaki yeterliliğini kanıtlayamayan birinin, o mesleği icra etmesi mümkün değildir. Ülkemizde ise neredeyse herkes her işi yapabilirim diye iddia ettiği için o mesleği gerçekten yapabilen niteliklere sahip olanlarla, yani bir işi iyi bilenle bilmeyeni ayırt etmek mümkün olamamakta, sonuçta ‚ne iş olsa yaparım‛ devri sona erdirilememektedir. Dolayısıyla bugün Türkiye’de mesleki eğitimin en önemli sorunlarından biri, eğitim kurumlarında ya da başka şekillerde öğrenilen veya kazanılan mesleki yeterliliklerin ölçülmesi ve belgelendirilmesi sorunudur. Bu konu, aynı zamanda AB Yaşam Boyu Eğitim anlayışının en temel bileşenlerinden birini teşkil etmektedir. Bütün bunlar, güvenilir ve geçerli bir ölçme, değerlendirme ve belgelendirme sistemine duyulan ihtiyacı ortaya koyması bakımından oldukça önemlidir. Bu sebepledir ki dünya, artık eğitimin nerede, nasıl, hangi yöntemle verildiğinden çok, eğitimle kazandırılan yeterliliklerin nasıl ölçüldüğü ya da ölçme sonucunun ne olduğu ile ilgilenmektedir. Eğitim hizmeti çok kaliteli bile olsa, bunu doğru ölçecek ve güvenilir biçimde belgelendirecek bir sistem eksik ise eğitimden beklenen olumlu etki hiçbir zaman ortaya çıkmayacaktır. Gelişmiş ülkelerin eğitim sektöründe giderek öne çıkan ve benimsenen “Yeterliliğe Dayalı Eğitim Öğretim” yaklaşımı, bu bakışın bir sonucudur. Aslında bu yaklaşım, iş hayatımızla iş hayatının bizden beklediği nitelikleri ifade etmektedir. Bunların belirli bir sistem içinde bütünleştirilmesi gerekmektedir.
Kısaca açıklanan bu sorunlar ve ihtiyaçlar karşısında, birçok gelişmiş ülkede olduğu gibi Türkiye’de de bireylerin mesleki bilgi ve becerilerini ölçme-değerlendirme ve belgelendirme sistemlerinin oluşturulmasını sağlamak üzere Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) kurulmuş ve ‚Ulusal Yeterlilik Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi‛ uygulamaya konulmuştur. Bu proje ile ülkemizde yeni bir dönem ve yeni bir süreç başlatılmıştır. Bu sürecin nihai aşaması, meslek standartlarının ve mesleki yeterliliklerin hazırlanması ve AB ile uyum sağlanması amacıyla Ölçme-Belgelendirme Merkezlerinin kurulması ve işletilmesidir. Nitekim, ölçme ve belgelendirme merkezleri sistemin “olmazsa olmaz” parametrelerindendir.
MYK, meslek standartlarını temel alarak, teknik ve mesleki alanlarda ulusal yeterliliklerin esaslarını belirlemek, denetim, ölçme ve değerlendirme, belgelendirme ve sertifikalandırmaya ilişkin faaliyetleri yürütmek üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının ilgili kuruluşu olarak, idari ve mali özerkliğe sahip, özel bütçeli bir kamu kurumudur. MYK’nın temel amacı, AB ile uyumlu Ulusal Mesleki Yeterlilik Sistemini kurmak ve işletmektir. Bu amaçla MYK koordinatörlüğünde, Ulusal Mesleki Yeterlilik Sistemini, ilgili tarafların etkin katılımı ile gerçekleştirebilmek amacıyla “Türkiye’de Mesleki Yeterlilik Kurumunu (MYK) ve Ulusal Yeterlilik Sistemini Güçlendirme Projesi (UYEP)” başlatılmıştır. Proje, Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi (AYÇ) doğrultusunda uygun bir değerlendirme, ölçme ve belgelendirme sistemi ile meslek standartlarına dayalı etkin ve sürdürülebilir bir Ulusal Yeterlilik Sistemini kurmak ve işletebilmek için Meslek Standartlarını geliştirmeyi, Mesleki Bilgi ve Beceri Sınav ve Belgelendirme Merkezlerinin kurulmasını amaçlamaktadır.
MYK tarafından bu amaçla gerçekleştirilen çalışmalar çerçevesinde bugüne kadar 416 ulusal meslek standardı geliştirilmiş, 60’tan fazla işçi ve işveren örgütü, meslek kuruluşu ve sivil toplum kuruluşu ile ölçme ve belgelendirme merkezleri kurulması için protokol imzalanmış ve bu kuruluşlara AB hibe desteği sağlanmıştır. Söz konusu hibe programında 11 alt sektörde 26 proje desteklenmiş ve böylece Ulusal Sınav ve Belgelendirme Merkezleri’nin somut adımları atılmıştır. MYK koordinasyonunda geliştirilen bu merkezlerin öncelikli olarak otomotiv, turizm, inşaat, ulaştırma, enerji, metal sanayi, plastik, kimya sanayi, bilgi ve iletişim teknolojileri, basım ve yayım, makine ve imalat, tekstil, hazır giyim ve deri sektörlerinde kurulması öngörülmüştür. Bu merkezlerin kurulması, sistemin temel yapı taşlarından biri olduğu için kurulmaları kadar sürekliliklerinin sağlanması da son derecede önemlidir.
Eklendiği Tarih: 21-09-2016
Geri Dön